Subscribe Now
Trending News
21 Ara 2024

Blog Post

Dünyanın En İyi İşini Bulun
Eğlence

Dünyanın En İyi İşini Bulun 

Bazı adamlar mesaiye yüzünde huzurlu bir gülümsemeyle başlar. Siz de onlardan biri olmak istemez misiniz?

Yaptığının işten tatmin olmanın değeri paha biçilemez. İngiltere’deki Warwick Üniversitesi’nden araştırmacılara göre işinden mutlu insanlar, mutsuz akranlarına kıyasla çok daha başarılı oluyor. Psychological Science dergisinde yayımlanan başka bir araştırma, kendini belli bir amaca bağlı hissetmenin (ister profesyonel, ister başka bir alanda olsun) erken yaşlarda ölmenin önüne geçtiğini ortaya koydu. Aslına bakarsanız hiçbirimiz sadece iş aramıyoruz. “Hepimiz hayatımızın amacınız arıyoruz” diyor kariyer koçu Joe Sweeney.

İşinizin size yetersiz geldiği oluyor mu? Muhtemelen öyle; zira iş dünyasının saygın araştırma şirketlerinden Conference Board’un 2013 yılına ait anketinin sonuçlarına göre, insanların yüzde 52’si işinden tatmin olamıyor. Bu sonuçları düşününce, yazımızda bahsettiğimiz adamlar daha da etkileyici birer figüre dönüşüyor. Bizlerin sadece hayal edebileceği işlere sahipler. Kariyerinizi değiştirmeye karar verdiğinizde, onlardan ilham almayı unutmayın.

1) Engelli Parkur Yaratıcısı

Kabul edin; kimi zaman iş yerinizin penceresinden uzaklara dalıyor ve bulduğunuz her tahta parçasından bir şeyler inşa edip, çamurlu sularda yuvarlanıp durduğunuz o çocukluk günlerine özlem duyuyorsunuz. İşte Mike Morris’in işi tam da bu: Dünyanın en ünlü engelli koşu serisi Spartan Race için parkurlar geliştiriyor. (Bu arada, pek yakında gerçekleşecek Türkiye ayağı için spartanrace.com.tr adresinden ön kayıt yaptırmayı unutmayın.) Koşular öncesi, Morris ve 30 kişilik ekibi altı adet tırla olay yerine intikal ediyor. Çamur dolu bataklıklar kazıyor, asılması zor demirleri saplıyor ve tırman tırman bitmeyen tepeler dikiyor. “İşin en eğlenceli tarafı, alanda ne kadar yaratıcı olabileceğimizi düşünmek” diyor 36 yaşındaki Morris. “Parkuru tamamlamak tüm gecemizi alsa bile işimi çok seviyorum” diye eklemeden de edemiyor.

İş, Morris’in hiç beklemediği bir anda geldi. Asıl mesleği mühendislik olan Morris, öncesinde bir danışma firmasında çalışıyor ve hafta içi günlerini, hafta sonu katılmayı planladığı macera yarışlarını hayal ederek geçiriyordu. Bu meşakkatli koşular onun için tam bir tutkuydu ve güçlü bir takım oluşturmak için, kendisi de bir koşu tutkunu olan borsacı Joe De Sena ile gücünü birleştiriyordu.

Nihayetinde, Joe De Sena Spartan Race’i kurar kurmaz Morris’i de işe aldı. “Koşu parkurlarında kendimi ispatlamıştım ve Joe benim çalışma ahlakımı takdir ediyordu” diye anlatıyor Morris.
“Bir zamanlar, hayallerinizin işinin iyi olduğunuz, yaparken eğlendiğiniz ve sizi motive eden bir şey olması gerektiğini okumuştum.” Ona göre bu, mücadele  etmesini sevdiği parkurları inşa etmek oldu.

HER ZAMAN SOSYAL AĞLAR KURUN

Yaşam koçumuz Sweeney, “İlgi alanlarınızı paylaşan insanların (ister haftasonları bisiklet sürdüğünüz eküriniz, ister beraber parkta köpek gezdirdiğiniz çiftler olsun), profesyonel partnerlerinize dönüşme ihtimali oldukça yüksektir” diyor. Tanıştığınız her insan içten içe kendisine sizin hakkınızda şu üç soruyu sorar: Beni önemsiyor musun? Bana yardım edebilir misin? Sana güvenebilir miyim? Tanıştığınız insanlardan iyi not alırsanız, başarı imkânlarını genişletecek uzun süreli bağlantılar kurmuş olursunuz ve beklenmedik anda faydasını görebilirsiniz.

2) Viski Tadımcısı

David Blackmore için “happy hour” günün ilk toplantısı ile başlıyor. Dünyanın en iyi malt viskileri olarak nam salmış Glenmorangie ve Ardbeg için marka elçisi olarak, elinde kadehiyle dünyayı geziyor ve yüksek profilli müşterileri ile viskisini yudumluyor. “Ünlü golfçü Arnold Palmer ile dört yıl peş peşe akşam yemeği yedim” diyor Blackmore övünerek.

Blackmore yıllar önce viski tadım günleri organize eden bir şirkette çalışarak hayatını kazanıyordu. Sonrasında, endüstrinin profesyonelleri için düzenlendiği panellerden birinde Glenmorangie’nin viski damıtma ustası ile tanıştı. Her hafta işle ilgili bir şeyler sormak için ona e-posta attı ya da telefon etti. Dokuz ayın sonunda açılan marka elçisi pozisyonunu kaptı.

HAYALLERİNİZİN IŞINI TALEP EDİN

Yeni bir iş ya da terfi peşinde misiniz? O halde insanlara söyleyin. “Ne istediğinizi bilirlerse size yardımcı olabilirler” diyor Sweeney. Rahatsızlık vermemek için, iş hakkındaki ricalarınızı, başarılarınızdaki güncellemeleri ya da sektör hakkındaki incelemelerinizi de sunarak dengeleyin.

3) NBA Oyuncusu

Eline basket topu alan her genç, mutlaka kendisini bir NBA liginde oynarken hayal etmiştir. Dünyadaki tüm profesyonel oyuncuların bir araya geldiği gösterişli maçlar, hayranların çılgın tezahüratları ve yüksek adrenalinle sahada boy göstermek… NBA elbette Charlie Villanueva’nın da hayallerini süsledi. “Toronto ile yaptığım ilk anlaşmayı imzaladığımda, içimden ‘Vay, şimdi bir de oyun oynamak için para mı alacağım’ dedim. Oysa bedavaya bile oynardım!” diyor. Tabii bu 10 sene önceydi.

Villanueva’nın kariyerinde LeBron gibi coşkulu bir fanatik kitlesi ya da büyük cirolu anlaşmalar yoktu. Ama bu, severek yaptığı bir işle hayatını kazandığı  gerçeğini değiştirmedi. O yeteneğini ve basketbol sahasını şutlarını çemberden içeri sokmak, diğerlerinin şutlarını bloke etmek ve ribaunt almak için kullandı. İş için takımın jetlerinde uçuyor, beş yıldızlı otellerde uyuyor ve her oyunda 10 ya da 15 dakika sahaya çıkıyor.

Ne var ki, geçtiğimiz sene Pistons takımı bir sonraki sezon için anlaşmayı yenilememe kararı aldığında, Villanueva’nın basketbol kariyeri sona erebilirdi. Oysaki o, oyunda kalabilmek için yetenek ve azmini ortaya koyan haftalık videolarla kendini pazarlamaya başladı. Kampanyası işe yaradı: Dallas Mavericks, Villanueva’yı kaptı.

PATRON GİBİ DÜŞÜNÜN

Her zaman geçmişte yaptığınız başarılara sırtınızı dayayamazsınız. Özellikle de performansınızın yakından incelendiği, epey rekabetçi sektörlerden birinde  çalışıyorsanız. Etrafınızdaki yıldız oyuncular tarafından geride bırakıldığınızı hissediyorsanız, çok fazla insanın ilgilenmediği ama aynı sektörün parçası olan işleri belirleyin. “Tüm yöneticiler büyük zorluklar yaşar. Onların sıkıntılarını nasıl çözebileceğinizi düşünün” diyor Sweeney. Villanueva’nın durumunda, Mavericks’in çok yoğun çalışabilecek ve takımın geri kalanını motive edebilecek bir adama ihtiyacı vardı. Villanueva, yıllığına 1,4 milyon dolar alarak o adam oldu. Düşünün bakalım, siz hangi ihtiyaca çözüm olabilirsiniz?

4) Spor Otomobil Test Sürücüsü

Chris Goodwin, hepimiz gibi ofis sandalyesi ile bütünleşmek yerine, karbon fiber bir direksiyonun arkasına geçiyor. Ya da bilgisayar ekranına gözlerini dikmek  yerine, aşındırdığı yolları sayıyor. İngiliz otomobil şirketi McLaren’da test sürücüsü olarak çalışan 48 yaşındaki Goodwin, günlerini İspanya’dan Bahreyn’e,  oradan Paris’e yol kat ederek geçiriyor. Bir gün 0-100 km/s hızlanmayı 3,2 saniyede tamamlayan 570S’in içindeyken; başka bir gün asfaltları eriten, 986 beygir  gücündeki 3 milyon dolarlık P1 GTR’ın içinde oluyor. Mühendislere gözlemlerini aktarıyor ve diğer testlere geçiyor. Goodwin, “Çok sayıda müşteri benim hayatımı yaşamayı hayal ediyor” diyor ve devam ediyor: “O yüzden diğer insanlarla ‘dünyanın en iyi işine sahip Chris’ olarak tanıştırılıyorum.”

Siz de böyle gerilim dolu bir işin altından kalkabileceğinizi düşünür müydünüz? Goodwin düşünüyor ve şöyle diyor: “Saatlerce bu hızda kalınca (genelde 320 km/s’nin üstünde oluyor) bir yerden sonra çok rahat ediyorsunuz.”

Aslında Goodwin, her zaman otomobillerle çok alakadar oldu ama asla kendi Need for Speed fantezisini yaşayabileceğini hayal etmedi. Babasıyla beraber motor tamir ederken, profesyonel bir yarışçı olma fırsatını yakalamak için mühendislik fakültesini terk etti. McLaren yarış ekibinin parçasıyken, 2000 senesinde  kendini aynı şirketin test sürücüsü olarak buldu. Artık sadece kendisi yarışıyor. Bu öylesine keyifli bir iş ki, şirketin CEO’su bile bir de üstüne neden maaş aldığını anlayamadığını söyleyerek onunla şakalaşıyormuş. Adam haklı.

SİZİ MOTİVE EDEN ŞEYİN PEŞİNDEN GİDİN

Goodwin, çok iyi bir iş için kariyerinin daha en başında stratejiler üretmiş o adamlardan biri değil. Sadece hız ve otomobil tamiri tutkusunun peşinden gitmiş. Sweeney’ye göre bu, her zaman en iyi stratejidir: “Gerçekten tatmin edici bir kariyer yaratmak için ‘yetenek alanınız’ içinde mümkün olduğu kadar çok zaman  geçirin. Bu alan, sizin sivrileceğiniz ve görece daha kısa bir süre içinde, çok da büyük emekler harcamadan muhteşem şeyler başarabileceğiniz alandır.”

5) Uluslararası Ajan

Jack Devine, tüm çevresine Amerika Birleşik Devletleri’nin elçilik çalışanı olduğunu söylüyordu. Gerçekte ise bu eski lise öğretmeni, yabancı ülkelerde istihbarat toplayan bir CIA ajanı idi.

Yaptığı iş genelde şu şekilde işliyor: Eşiyle birlikte yabancı bir şehre ulaşıyor ve yerel hükümet yetkililerini buluşmak üzere davet ediyor. Devine, bu buluşmaları çift taraflı casusluk edebilecek kişileri belirlemek için kullanıyor ve birini bulduğunda, onu Bond tarzı bir casus olarak işe alıyor. Gizli ve başarılı tekniklerinden biri, muhbirlerin otomobillerine yerleştirdikleri kablosuz vericiler sayesinde sürüş halindeyken güvenilir bir şekilde istihbarat toplamak.

ÖN HAZIRLIKLARI YAPIN

Devine’ın zamanının büyük kısmı ön hazırlık yapmakla geçiyor. Onun işinde ön hazırlık, güvenilir kaynaklar bulmak demek. “Siz de kariyerinizde aynı yaklaşımı uygulayın. Her gün ufak şeyler üzerine çalışmak konusunda istekli olun” diye öneriyor.

6) Profesyonel Rock ‘n’ Roll Hayranı

Sevdiğiniz bir grup keşfedince hemen Spotify listenize ekliyorsunuzdur. Bob Boilen’ın işi ise beğendiği müzisyenleri çalmaları için çalışma alanına davet etmek. Şimdiye kadar, Tiny Desk Concert adlı internet yayınında Pixies, OK Go ve T-Pain dahil olmak üzere toplamda 450’nin üzerinde sanatçıyı ağırladı. Hepsi de o küçücük stüdyoda çalmak için can atıyordu. Boilen’ın işi, fanatik bir müzik dinleyicisi için tam bir doruk noktası. “Bir sanatçı geldiğinde, alışveriş arabasıyla aşağı iniyor ve tüm teçhizatlarını içine yerleştiriyorum” diye anlatıyor. Bir süre televizyon yapımcılığı alanında çalıştı. “Fakat kalbim devamlı olarak gerçekten  önemsediğim bir işte çalışmamı söyleyip duruyordu” diyor. En sonunda, 2000 yılında All Songs Considered isimli internet radyosunu (şu anda podcast olarak hizmet veriyor) hazırlamaya başladı.

Related posts

Bir yanıt yazın