Şüphesiz ki Neuer’in geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi’nde Arsenal karşısındaki inanılmazdı. Peki tüm zamanların en iyisi miydi?
Kalecilik kolay değildir. Oyunun içindeki futbolcuların hatalarını temizlemek ve sadece onlar işlerini kötü yaptıklarında ön plana çıkmak gibi durumlar kalecileri futbolun çöpçüleri haline getirir. Biz de bu hakkı verilmeyen kahramanları değerlendirmenin vaktinin geldiğini düşündük. (Çöpçüler değil kaleciler!)
Bir sıralama olmaksızın, seçtiğimiz en inanılmaz 5 kaleci kurtarışı.
Angelo Campos, 2012
İş yerinde büyük bir hata yaptığınız zamanları bilirsiniz. Peru U20 takımının kalecisi Campos da tam öyle yapıyor. Ceza sahası dışında berbat bir koşu yapıp Uruguaylı santraforu kaçırınca artık kale bomboş kalmıştı. Fakat Campos müthiş bir hızla geri dönüp topu çizgiden çıkarmakla kalmadı. Ortada kalan topla karşı karşıya kalan forveti seken topta da durdurmayı başardı.
David Seaman, 2003
Seaman’ı yakından tanıyoruz. Türk futbol tarihinin en büyük maçı olan Galatasaray – Arsenal maçında rakibin kalesini ünlü İngiliz kaleci Seaman korumaktaydı. Milli takımın kalesini de koruyan Seaman sadece bıyıkları, saçları ve tarzıyla değil müthiş kaleciğiyle de aklımızda yer etti. Neredeyse 40 yaşında, 2003 senesinde FA Cup yarı finalinde de Sheffield United’a karşı klasını konuşturmuş. Neredeyse kalenin içinde yapılan bir kafa vuruşunu akıl almaz bir refleksle çıkarıyor. Öyle bir kurtarış ki o at kuyruğu saçları unutabiliriz.
Peter Schmeichel, 1996
Örümcek adam vari çevikliği ve oyunun atak kısmında da varolmasıyla Schmeichel kesinlikle zamanının ötesindeydi. (Kritik maçlarda gol dahi atmışlığı vardır.) Rapid Wien ile oynadıkları bu maçtaki kurtarışı neden bu büyük Danimarkalının dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden olarak anıldığını gösteriyor.
René Higuita, 1995
Bu kurtarışı bilmeyeniniz pek yoktur. Higuita bir kaleci olarak oldukça ilginç bir isimdir. Güçlü eller, hızlı tepkiler, forvet oyuncularına attığı çalımlar, kaleden çıkarak gol aradığı anlar (1990 Dünya Kupası’nda kaleden çıkıp gol ararken topu Roger Milla’ya kaptırıp gol yiyişini hatırlayın.) ve ilginç hareketleri Kolombiyalı kalecinin takma adını neden aldığını ispatlıyor: “Deli”. Redknapp’in vuruşuna yaptığı bu efsane “Akrep Kurtarışı”‘nı hatırlayın.
Grégory Coupet, 2001
Oyunu kazanmamız için zekamızı, kafamızı kullanmamız gerekir. Ünlü Fransız kaleci ise kafasını farklı şekillerde de kullanıyor. Lyon’un Şampiyonlar Ligi’nde etkili olduğu yıllarda kaleyi uzun dönem koruyan Coupet bir Barcelona maçında ters bir geri pasta önce kafasıyla topu nişanlayarak çıkarıyor sonrasında ise Rivaldo’nun vuruşunu inanılmaz bir şekilde çıkarıyor.
Related posts
Abone Ol
Yaşam
TİYATRO YOGA ATÖLYESİ ve KARAKTER NEFESİ WORKSHOP ÇALIŞMASI FAMELOG ACADEMY’DE!
Türkiye’nin en önemli, tarihi ve artistik platosu olan Beykoz Kundura’da bulunan sanat ve oyunculuk akademisi Famelog Academy düzenlediği eğitimlerle öğrencilere,…
Avcı Architects “Al Khobar Mixed Use” Projesiyle Architizer A+ Awards’ta “Popular Choice” Ödülünü Kazandı!
ş hacminin %80’i uluslararası projelerden oluşan, Türkiye’nin sürdürülebilir mimaride öne çıkan isimlerinden Mimar Selçuk Avcı öncülüğündeki Avcı Architects’in, Suudi Arabistan’ın…
Dekorasyonda eğlenceye yer açın Günsan’ın Radius Design prizleri ile evler renkleniyor
Değişen trendlere ve zevklere uyumlu anahtar ve prizler geliştiren Günsan, Radius Design serisiyle duvarlara renk ve eğlence katıyor. Özellikle yaz…
ROCK MÜZİĞİN GİZLİ SESİ BURAK SAYIN, İLK ALBÜMÜNDE YER ALACAK “İMKANSIZ” ADLI ESERİNİ İLK SİNGLE OLARAK YAYINLIYOR!
Led Zeppelin’in gitaristi Jimmy Page ile aynı sahneyi paylaşan, güçlü ve karakteristik sesine rağmen rock müziğin gizli kalmış sesi Burak…
Kitap Yazmak İsteyenlere Tavsiyeler
Siz de bir kitap yazmak istiyorsunuz ama ne anlatacağınızı, nasıl başlayacağınızı ve ne şekilde yazacağınızı bir türlü bilemiyor musunuz? Kişisel…
Subscribe
Quick Cook!
Review Of Healthy Breakfast Meals For Energy Boost
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Quisque hendrerit fringilla enim, ut scelerisque dui. In hac habitasse platea dictumst….